Hatayı Kendinde Aramak
Hepimiz hata yaparız, hem de defalarca. Bazen aynı hatayı üst üste yaptığımız bile olur. En tuhafı da aynı hatayı ısrarla yaparak farklı sonuçlar beklemektir. Onu da yaparız zaman zaman. Burada kilit nokta hatayı yaptıktan sonra o hataya neyin neden olduğunu ararken yaptığımız tespitlerdir. Bu arama sonucunda yanıtlanması gereken iki soru vardır: (1) Bu hatada benim kararımın ya da davranışımın payı nedir? (2) Bu hatayı yapmamda başkalarının ya da başka olayların katkısı var mıdır? Sorular bu sırayla sorulup yanıtlanmalı. Yani önce kendimizi yargılayarak başlamalıyız yanıtlamaya.
Daha önce birçok kez dile
getirdim: Babam yaptığım bir hata ya da yanlış konusunda daha çocukken bana bu
iki soruyu sorup yanıtlamamı öğretti. Mesela bir defasında ortaokulda matematik
dersinden benimle birlikte sınıfın yarısından fazlası zayıf aldığında hep
birlikte hocayı suçlamıştık: “Bu kadar kazık soru sorulur mu?” diye. O gün
sınav sonuçlarının açıklanacağını babam biliyordu. Akşam eve geldiğinde sonucu
sordu ben de söyledim ve başladım okulda arkadaşlarımla yaptığım gibi soruların
çok zor olduğunu anlatmaya ve hocayı şikâyet etmeye. Babam dinledi dinledi ve
sonunda kritik soruyu sordu: “Sen o soruların çıktığı yerleri çalışmış mıydın?”
Yeterince çalışmamıştım, soruyu yanıtlarken yaşadığım tereddüdü görünce babam
yeterince çalışmadığımı anladı ve bana dedi ki: “Bak oğlum bir konuda işler
umduğun gibi gitmiyorsa orada bir hata yapılmış demektir. Hatayı önce kendinde
arayacaksın. Eğer hoca size öğretmediği yerlerden bir soru sormuş olsa o zaman
hocaya kızmakta haklı olabilirsin. Ama sen yeterince çalışmamışsın. O zaman
hata hocada değil sende demektir. Kendi hatanı sürekli başkalarında ararsan
hatayı düzetme şansın olmaz.” Babam buna benzer yorumları bana lise bitene
kadar birkaç defa daha yaptı. Ben bunlardan dersler çıkardım. Aldığım sonuçları
yukarıda değindiğim iki soru çerçevesinde değerlendirmeyi öğrendim. Ve gördüm
ki çoğunlukla hatalı olan benim. Üniversitede ve çalışma yaşamımda buna çok
dikkat ettim ve az hatayla başarılı oldum.
Hepimiz defalarca hata yaparız. Önemli
olan kendi hatalarımız sonucu yaşadığımız başarısızlıkları başkalarının, dış
güçlerin üzerine yıkmadan önce yaptığımızı, davranışımızı objektif olarak
sorgulamaktır. Mesela hakem hatasıyla kaybedilmiş bir futbol maçından sonra sormamız
gereken soru şudur: Hakem hatası olmasaydı biz bu maçı kazanacak kadar iyi oynadık
mı? Eğer yanıtımız olumluysa o zaman hakemi suçlamak doğru olabilir. Ama eğer
yanıtımız olumsuzsa o zaman hakemi suçlamadan önce kendi hatalarımızı kabul
edip onları düzeltmeye çalışmamız gerekir. Aksi takdirde hatalarımızı düzeltme
şansımız kalmaz ve bir sonraki maçı da kaybedebiliriz.
Mesela 2021 Eylül’ünde enflasyon
yükselirken faizi indirmeye başladığımızda hem enflasyon hem de kur yükselmeye
başladığında KKM icat edip hatayı katlamak yerine, yanlış yaptığımızı kabul
edip zaman geçirmeden faizi eski düzeyinin birkaç puan üzerine çıkarsaydık ne
KKM zararı doğacaktı ne de toplumun katlandığı inanılmaz maliyetler.
Ne çare ki Türk toplumunun genel eğilimi hatayı başkasında aramak biçimindedir. Çocuklarınıza bakın özür dilemeyi biliyorlar mı? Özür dilemek bizim toplumda yaygın bir tavır değildir. Özür dileseniz karşı taraf çoğu kez sizi takdir etmek bir yana tam tersine aşağılar. Oysa uygar toplumlarda özür dilemek genellikle yaygın ve saygın bir davranıştır ve takdir görür. Özür dileyerek sonu kavgaya varacak birçok olayı engelleyebilirsiniz.
İlkokuldan başlayarak hatayı
kabul etmenin ve özür dilemenin bir erdem olduğunu çocuklarımıza öğretsek bu
toplumun birçok sorunu çözülür.
(Benzer konularda görüşlerimi
paylaştığım kitabım: Başarısızlığa Övgü, Remzi Kitabevi Yayını.)
İnsan bazen en büyük yalanı kendine söyler,zararını kendi ve yakın çevresi çeker.Ülkeyi yönetenler bazen yalan düzeyinde yanlışlar yapar,zararını milyonlarca vatandaşı çeker ve bu yıllarca sürer,yaşadığimız bu...Şaban İlimsever
YanıtlaSilBütün sorun söylenenin yalan olduğunu bilenlerin de çıkarlarına uygun geldiği için o yalanı doğruymuş gibi kabul etmelerinden kaynaklanıyor.
SilBazıları hata yapmaktan münezzehtir. Hata onlarda değil karşı taraftadır. Zaten yaptıkları hiçbir hata, hata değildir . Aldatmışlardır. Allah affetsin derler. Affeder. Çünkü Allah onları seçmiştir.
YanıtlaSilBatılı toplumlar: Biz nerede hata yaptık? Doğulu toplumlar: Bize bunu kim yaptı?
YanıtlaSilGüzel özet.
SilTeşekkür ederim hocam. Maalesef son yıllarda durumumuz bu.
Silİktidarımız bu durumu değiştirmeye , özeleştiri kültürü yerleştirmeye çok çalıştı ama ülke makus talihini yenemiyor ne yazık ki.
Hocam , " her toplum , Layık Olduğu Şekilde Yönetilir " Bu ülke için , partiler için , seçim olan tüm kuruluşlar için geçerlidir .
YanıtlaSil2023 genel seçimlerinde oy kullanan 53,9 milyon seçmenin %35,9’u (yaklaşık 19,4 milyonu iktidara oy vermiş bu oy verenlerin 10.878.733 iktidar partisinin üyesi 19,4-10,9=8,5 milyon kişi de bu üyelerin yanında çalışan kişiler .
Silkaynak=https://www.verikaynagi.com/blog/son-25-yilda-yapilan-secimlerde-kac-secmen-oy-kullandi/
seçim sonucu=36% iktidar-64% muhalefet
suç toplumda değil-seçimi organize edemeyen muhalefet suçlu.
Bizim milletimizin kültürü Türk kültürü değildir. Türklerden önceki Anadolu kültürü de değildir, Araplaştırılmıştır, düpedüz Ortadoğu'nun tam ortasının kültürüdür. Bu kültürde göre özür dilemek zayıflık göstergesidir. Özür dilemek utanç dolu bir davranış olduğundan dolayı, inkarcılığı da beraberinde getirir. Bu kültürün insanları, hatalı olduklarını bildikleri zamanlarda bile küçük düşmemek amacıyla, hatalarını inkar ederler. Oysa ki; nasıl ki gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi söylemek yalancılıksa, gerçek olan bir şeyi inkar etmek de yalancılıktır.
YanıtlaSilGörüldüğü gibi, bu insanlar utanmaktan/küçük düşmekten kaçınmak için, inkarcılık(Yalancılık) gibi her türlü utanç dolu şeyler yapıyorlar. Bu ilkel kültürün kökünde şöyle bir anlayış var: Sadece aptallar hata yapar. Özür diliyorsua hata yaptığını kabul ediyorsun. Hata yaptığını kabul ediyorsan aptal olduğunu da kabul ediyorsun demektir.
Oysa ki en çok hatayı en akıllılar yaparlar. Hatta akıllı insanlar bazen en aptalların bile yapamayacağı kadar büyük hatalar yaparlar. Aptal insanın yapabileceği şeyler sınırlıdır. Bundan dolayı, yapmaya yeltendiği işlerin çeşitliliği ve sayısı da sınırlıdır. Bundan dolayı, yaptığı hataların sayısı ve çeşidi de sınırlıdır. Oysa ki akıllı insan hayatın sınırlarını zorlar, çok çeşitli zor işleri başarmaya çalışır. Elbette ki zor işlerde hata yapma olasılığı daha fazladır.
Çocuklarıma her zaman şunu söylerim: Ben sizin bir hatanızı size söylediğimde, %99 emin olabilirsiniz ki bir zamanlar ben de o hatanın aynısını veya benzerini yapmışımdır. Bundan dolayı, sizi eleştirdiğimde bunu bir suçlama olarak değil, sadece uyarı olarak görün. Hatalarınızı asla inkar etmeyin. Başkalarına karşı yaptığınız hatalarda başkalarından, kendinize karşı yaptığınız hatalarda kendinizden özür dileyin. Özür dilemekle de kalmayın, hangi yanılgınızın o hatayı yapmanıza sebep olduğunu da söyleyin ki; özürünüz sadece bir laf olmasın, samimiyetiniz belli olsun.
Ama maalesef bunları kendi çocuklarıma bile öğretmekte zorlanıyorum. Çünkü çocuklar sadece ebeveynlerinden değil, arkadaşlarından ve genel çevreden de çok şey öğreniyorlar. Benim bu söylediklerimi toplumda başkalarından duymadıklarından dolayı, benim yanılgı içinde olmamdan şüphe duyuyorlar. ( "Bu doğru olsaydı, bunu bir çok kişiden duyardım" yanılgısı.)
👍
SilBir Budist tapınağında, çekirgelere dahi günlük meditasyonlarını yaptıracak kadar disiplinli bir üstat yaşarmış.
YanıtlaSilBir sabah erkenden kalkıp kendi meditasyonunu yapmış, sonra tavukların kümesine uğramış. Yumurtaları alıp mutfağa yönelmiş. Orada çömezlere selam verip içeri girmiş ama burnuna kötü kokular gelmiş.
Çömezlere vaaz vermiş, temizlikten dem vurmuş, biraz da çıkışmış. Ardından salona geçmiş. Orada da aynı koku... Bu defa tüm rahiplere “Temizlik imandandır” diyerek öğüt vermiş, biraz kırgın ayrılmış.
Sakinleşmek için ormana çıkmış, fakat her gittiği yerde bok kokuyormuş. Bu kez de ziyaretçilere kızmış, manastırı ziyarete kapatmayı bile düşünmüş.
Sonra lotus gölüne varmış, huzurla meditasyona dalmış. Fakat koku yine peşini bırakmamış.
Öfkeyle doğrulup tam kalkacakken eğilip selam vermiş… Gözlerini açtığında burnunun üstünde bir leke görmüş. Dikkatle bakınca fark etmiş ki meğer bütün gün burnunda tavuk pisliğiyle dolaşıyormuş.
2023 yılında muhalefet meral akşener'i dinlese sonuç ne olurdu
YanıtlaSilBilemeyiz.
SilEn azından buğu konuştuğumuz kişileri ya olumlu konuşurduk yada başka isimler konuşuyor olurduk. Ortada mağdur kahraman olmazdi
SilYani Ali Koç halen yanlış yapıyor? 😀
YanıtlaSilSadece Ali Koç yanlış yapsa sorun olmazdı, Türk futbolunda her şey yanlış. Doğru olsaydı bu sonuçları almazdık. Bir işi doğru yapıp yapmadığımız kendi aramızda yaşadıklarımızla değil uluslararası arenada neler yaptığımızla ölçülür. Aynı Ali Koç yönetimindeki basketbol takımı Eurolig şampiyonu oluyorsa, diğer branşlarda Avrupa'da ve dünyada başarılı sonuçlar alabiliyorsa buna karşılık Türkiye'nin en başarılı takımı Almanya'nın sıradan bir takımından 5 gol yiyorsa, Türk basket takımı ve kadın voleybol takımı en üst derecelere çıkarken milli futbol takımı bir maçta 6 gol yiyorsa Türkiye'deki futbolda bir yanlışlık var demektir.
SilŞu futbolla ilgili ne iş dönüyor. Halen anlamadım. Neden bu kadar milyonlarca fakir insan zengin menejerler ve futbolcular için yağmur altında bağırıyor. Neden zenginler zengin oldukları halde futbol sektörüne giriyor üstüne üstlük cebinden para veriyor ????? Para kazanmadığı halde???
SilFutbol sektörü zarar yazdığı halde????
Bir dümen var. Halen çözemedim....
Hocam yapmayın Allah aşkına Frankfurt Almanya'nın sıradan bir takımı mı? 2-3 sene önce Avrupa kupası aldılar.
SilValla ben izlediğim kadarıyla sıradan buldum.
SilKKM oncesindeki meshur faiz dusurme isinin secim kazanmak icin bile bile yapildigini, bu yuzden aslinda hata kategorisinde olmadigini dusunuyorum. Hata kotu bir tercih, yanlis degerlendirme kaynakli olabilir ama bazi seyleri goze alarak, bilincli olarak yapilana hata denemez; bu karar secim kazanmak icin uygulanan bir politika (policy) bence. Kitaplara merkez bankasi bagimsizligi ve ozellikle siyasetci dokunulmazligi konusunda girecek bir ornek olduk. Olan milyonlarca orta sinif, beyaz yaka kisiye oldu. Nasil hava durumuna siyasetci mudahil olamiyorsa, bizde yasananlar gosterdi ki merkez bankasinin gorev tanimindaki islere de siyasetci mudahale edememeli.
YanıtlaSilGerçekten KKM yi hata olarak düşünmek gayet naif ve reel politikten uzak bir düşünce.
SilYazınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSil🙏
SilKKM ye ödenen 1 trilyon300 milyar lira.
YanıtlaSilBu yılın faizinden ödenen 2 trilyon50 milyar lira.
Bu yıl çiftçiye ödenen 130 milyar lira.
Bu yıl milyonlarca çiftçiye ödediğinin 16 katını faiz ödemiş.
Ekonomi yönetimi dedikleri bu
Kaynak = Ali Babacan diyorki
Sayın hocam ben 68 yaşında 19bin TL maaş alan emekliyim bu devletin faiz işini anlamıyorum ben emekli oldukdan sonra yıllardır her gün fakirleşiyorum ama her gün zenginleşenleri çevremde görüyorum genelde çoğu "emlak/rant/faiz" ile zenginleşiyor ve devlet devamlı yüksek faiz vererek bize bakdığını söylüyor ama bence bu işden kazançlı olanlara bakdığı ortada "emlak/rant/faiz" bu hata mı kasıtlımı yapılıyor bunun sonu varmı yoksa ilelebetmi sürecek çünkü dünyadada ayni eğilim var iktidar sanayinin milli gelire katkısı 20% demiş yani üreten bir ülke hedeflenmiyor aşırı pahalı lık ile üreticiler yurt dışına çıkıyorlar üretmeyen ve parası sürekli eriyen bir ülke olacağız gelecekde galiba.
Aman hocam üzmeyin kendinizi. Bu milletten bir nane olmaz. Toprak, başkasının toprağı, çökmüşüz. Din başkasının dini, kültür desen yok, akıl zaten yok. Kanunlarımız bile devşirme. En soylu insanımızın 300 yıllık geçmişi yok olanları zaten toplumdan dışlamışız. İnsanca oturacak bir konut yapmayı dahi başkasından öğrenmişiz. Hata bin yıl önce başlamış 1400 yıl önce başlamış ve halen devam ediyor. Hata bugünün hatası değil. Saygılarımla...
YanıtlaSilGenelleme yapıp gevşek gevşek konuşmanın anlamı yok. hocanın eleştirileri gayet doğru. babanın toprağınamı çöktüler. Hatayı her zaman başkalarında arayan senin gibi akılsızlarımız var evet haklısın. yallah ermenistana yada israile...
SilMuharrem , suç sende değil. Toplumumuzun büyük kesimi senin gibi okuduğunu anlama, ironiyi tespit etme, nüansları kavrama ve soyut kavramları yorumlama yeteneğine sahip değil. Çözümü ise daha çok okumak, cehalete teslim olmamak. Sevgilerimle,
SilYaya olsun, sürücü olsun insanların trafikteki hareketlerine bakın, yere nasıl tereddütsüzce çöp attıklarını izleyin, zamanlarını geçirme şekillerini inceleyin. Böyle bir toplumdan hatalarını sorgulmasını beklemek naiflik olur.
YanıtlaSilBöyle bırakırsak ya da bu ailelere çocukları eğitme işini yüklersek bu durumdan çıkamayız. Onun için ilkokul birinci sınıftan itibaren bu tür dersler koymak lazım.
SilÇok haklsınız hocam. Çocuklara ilkokuldan itibaren hayata dair bilgiler içeren konularda dersler verilmeli.
Siltürkiyede 60%imar sız yapılaşma var 70% deprem yönetmeliğine aykırı yapı var ayrıca toplam 25milyon konutun 7,5 milyonu da perde çekilmiş boş ev olduğu söyleniyor ve son 15 yılda emlak rantı 4000% arttı nasıl bir toplumuz biz böyle?Hatasız hiç bir şey yokki ülkemizde.
YanıtlaSilMahfi hocam selamlar saygılar dilerim , Mikro Ekonomi kitabınızda piyasalar kısmında Future piyasaları şu şekilde tanımlamışsınız; Alıcı ve satıcıların herhangi bir toplanma yeri olmadan , malların ileri zamanki fiyatlarıyla şimdiden alınıp satıldığı piyasalar diye anlatmışssınız. İnternette araştırdığım kadarıyla future piyasalar ; malın şimdiki fiyatıyla sonraki bir tarihte alım satım yapıldığı piyasalar olarak geçtiğini gordum. Acaba ben mi yanlış araştırdım yoksa kitap metninde mi bir hata oldu . Future piyasaları hayattan örnekler ile açıklarsanız sevinirim esenlikler dilerim.
YanıtlaSilFutures piyasanın Türkçe karşılığı, vadeli pazardır. Futures piyasa, ileri bir tarihte teslim edilecek ürünlerin sözleşmelerinin alınıp satıldığı pazar olarak tanımlanır. Bu piyasalar, eylem ileri bir tarihte gerçekleşeceği için “futures” adını alır.
SilHocam ,daha önce teslim edilmiş ürünlerinin sözleşmelerinin alınıp satıldığı bir "Pasts" piyasası da var mıdır?
SilSizin de bildiğiniz üzere; ABD'den ithal ettiğimiz ürünlere uygulanan ek vergiler kaldırıldı:
YanıtlaSil"Alkollü içecekler, binek otomobil, yaprak tütün ve makyaj malzemelerinin de aralarında olduğu kimi ABD menşeli ürünlerin ithalatına 2018'de getirilen ek vergiler kaldırıldı.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, 2018'de getirilen ve kaldırılan ek vergilere tabi ABD menşeli ürünler arasında: Alkollü içkiler, binek otomobiller, yaprak tütün, makyaj malzemeleri, pirinç, sert kabuklu meyveler, taş kömürü, PVC, kağıt/karton, plastikler, odun, fiberler, pompalar vb. bulunuyor."
https://www.paramedya.com/devami/135619/erdogandan-adb-oncesi-trumpa-jest-bazi-urunlerde-gumruk-kaldirildi/
* * * * *
Şu sonuçları mı çıkarmalıyız:
• Türkiye'de fiyatlar ucuzlayacak mı?
• Türkiye'de "enflasyon" düşecek mi?
• Yüksek gümrük vergileri nedeniyle Türkiye'de satılması epey zor olan ABD menşeli ürünler, vergilerin kaldırılması sonucunda; nihayet satılabilir hâle gelecek mi? (Örnek: TESLA'nın, Türkiye pazarına hiç girmeyen modelleri de artık satılabilecek mi?)
Buradan çıkacak tek sonuç Türkiye'de iktidar olmanın ve iktidarda kalmanın yolunun ABD ile işbirliğinden geçtiği gerçeğidir.
SilAynen hocam. abd ve israil ile uyum içerisinde olup her dediklerini daha onlar söyleden devreye alıp kendin yapmış gibi gösterirsen 20-25 sene iktidarda kalırsın. masa başında ahkam kesip arka taraftan evet efendim tamam efendim demezsen olmaz. bunları yapmazsan hemen yazar kasa atarlar yada ekonomik krizi ön plana çıkarırlar. veya bazı partileri maşa gibi kullanıp kargaşa çıkarırlar.
SilHer Batı İttifakı üyesi gibi.
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilYazınızda hatayı önce kendimizde aramamız gerektiğini, eğer hata bizde değilse başkasını veya durumu sorumlu tutabileceğimizi ifade etmişsiniz. Ancak bu yaklaşım, sistematik düşünme ve kök neden analizi açısından sınırlayıcı olabilir. Bir hatayı sadece bireysel veya başkalarına atfetmek, süreçlerdeki yapısal zafiyetleri ve sistemik sorunları gözden kaçırmaya yol açabilir. Modern yönetim ve psikoloji literatürü, hataların çoğunlukla bireysel değil, sistem ve süreç kaynaklı olduğunu vurgular; dolayısıyla hatayı değerlendirirken bireysel ve yapısal faktörleri birlikte ele almak, daha sürdürülebilir ve adil çözümler sağlar.
Bunları araştırmayalım demiyorum sadece önce kendimize bir bakalım diyorum. Çünkü eğer hata bizdeyse ötekileri araştırmaya gerek kalmaz.
SilHocam,
YanıtlaSilBizim ülkemizde "yanlışı & hatayı kendinde aramak"; pısırıklık olarak algılanıyor olabilir mi?
Yani herhangi bir yanlış, herhangi bir hata yaşandığı an; hemen oradan sıyrılmaya uğraşıyoruz, problemin kökünü erteliyoruz, hem kendimiz çabucak unutmak istiyoruz, hem çevremizdeki insanların çabucak unutmasını istiyoruz.
"Yanlışı kendimizde aramayı"; gururumuza yediremiyoruz, adeta korkaklık olarak algılıyoruz. Sanki bu davranış, kültürel kodlarımıza DNA gibi işlemiş ("kadın & erkek" fark etmeksizin).
Sizden net cevap vermenizi beklemiyorum, tecrübenize istinaden birkaç cümle yazarsanız memnun olurum.
Haklısınız bizde özellikle aileler çocuklarını prens ve prenses diye yetiştiriyor. Kendinde yapamadığı ne varsa çocukta olsun istiyor. Çocuklar da son derece bencil ve empati yoksunu olarak yetişiyor. Özür dilemek, hatayı kendinde aramak pısırıklık olarak kabul ediliyor. Sonra yüzlerce, binlerce kendini bir şey sanan ama hiçbir şey olamayan mutsuz çocuk yetişiyor. Onlar da çocuklarını öyle yetiştiriyor.
SilHatalar ders çıkarılabiliyorsa en güzel kazanım ve kazança dönüşürler..ısrarda devam edilirse artık bir tercihtir ki her seyi silip süpürürler..emeğinize saglık
YanıtlaSil🙏
Silİnsanların kendi hatalarını düzeltebilmesi çok daha kolay bence... Ancak makroekonomik anlamda 1950 yılı sonrası Türkiye ekonomisine bakıldığında siyasetçilerin/iktidarların ekonomik hataları hep aynı ve bundan hiç ders çıkarmıyorlar. Uzun vadeli bakış açısının olmaması ve günü kurtarmaya yönelik politikalar, sadece geçici çözümler ve geçici rahatlamalar getirmekte. Bu doğrultuda siyasetçiler/iktidarlar bundan ders çıkarmadığı sürece, toplum olarak bedel ödemeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
YanıtlaSilMahfi bey,
YanıtlaSil"Ankara Büyükşehir Belediyesi"ne de operasyon başlatıldı.
Sırada, "Mansur Yavaş" mı var?
25 Eylül'de yapılacak "Trump-Erdoğan görüşmesi" öncesinde; Türkiye'deki muhalefetin tamamen çökertilmesi için ABD'ye şimdiden teminat mı veriliyor?
Siz; hem "iç siyasî hamleler", hem "uluslararası ilişkiler" alanlarında uzman bir akademisyensiniz. Görüşünüz nedir?
Bu dediğiniz alanlar benim merak alanlarım olsa da uzmanlık alanlarım değil.
SilHatayı kendimizde ararken şu noktayı kaçırmamamız gerekir: Herkes hata yapıyor ve yapacak. Önemli olan hatayı ne kadar çabuk fark edip toparlanabildiğimizdir. Bu da bilinç, eğitim ve tecrübe ile olur. Cumhuriyet devrimlerinin en büyük faydası bunlara ulaşabilmek için topluma yeniden bir özgüven vermek olmuştur. Bu özgüveni devam ettirmek, ama bir yandan hatalardan öğrendiklerimizle desteklemek bizi ileriye götürecektir. Tam tersi ise geriye. Dolayısıyla hatalarımızla özgüven eksikliğimizi beslemek yerine onlardan öğrenmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz.
YanıtlaSilBurada yorumlarda çok sayıda yabancı memleketleri yücelten, kendi ülkemizi ise kötüleyen, eziklik veya çaresizlik ruhu içinde kaleme alınmış yazılar görüyorum. Bunların bozgunculuktan başka bir faydası olmaz. Her toplum ve her kişi hatalar yapmıştır. Bizim toplumumuzun da hataları olabilir. Her şeye rağmen o bizim toplumumuzdur. İçinde yaşadığımız, sorumlu olduğumuz, bizden de sorumlu olan toplum. Toplum değişecekse her birimizin çabasıyla olur. Örneğin adam Hollandaya özeniyor, para verip geziyor, “adam yapmış, ne güzel bisikletle gidiyorsun her yere” diyor, ama burada o bisiklete yaşam hakkı tanımıyor. Kaldırımlara park ediyor, sokak arasında hız yapıyor, önüne çıkan bisikletlilere de “burası araba yolu, yoldan gitme kaldırımdan git” diyebiliyor. O Hollanda’nın özendiği güzel özelliklerini burada da yapmayı düşünmüyor. Hollandalılar da eskiden araba dolu şehirler yapmış, ama çocukları ezilmeye başlanınca hatalarını anlayıp farklı şekilde bir hayat kurmuşlar.
Şu anda insanlığın ulaştığı noktada dünyanın her tarafında hem sefalet hem de refah mümkündür. Ama bunların maliyeti her yerde ve her kişi için farklıdır. (Örneğin benim için yalakalık bir maliyet iken bir başkası için çalışmak daha büyük bir maliyet olabilir.) Hatalar da gerçekten hata oldukları kabul edilirse ve iyi etüt edilirse daha iyi bir yaşama ulaşmanın maliyet kalemlerinden biri gibi düşünülebilir. Sonuçta hocamız haklı, biz değiştirebileceğimiz şeylere ve kendi hatalarımıza odaklanırsak hayatımızı daha kolay değiştirebiliriz.
Hocam merhaba,
YanıtlaSilYine okuması çok güzel bir yazı olmuş, teşekkür ederim. Az önce cari işlemler dengesi temmuz ayı gerçekleşmeleri ile ilgili bir bankanın göndermiş olduğu nota bakarken bir husus aklıma takıldı. Cari işlemler açığı ya da fazlası ile ilgili bilgi verilirken altın ve enerji dışı rakamlara da yer veriliyor. Altın ithalatı sebebiyle oluşan cari açığı nasıl yorumlamak gerekir? Şunun için soruyorum, altın bizde genellikle tasarruf amacıyla alınır, tutulur. Bu sebeple bu tür ithalatı nasıl okumalıyız? Açığı artırdığı için negatif bir husus olarak mı bakmalıyız? Diğer mal ve emtia ithalatı gibi mi değerlendirmeliyiz?